VOLTAİRE (12.06.2017)

Her Allah'ın günü bir şeyin kanser yaptığı veya kansere iyi geldiğinin açıklandığı bir dünyada yaşıyoruz. 
Sağlıklı beslenmek, sağlıklı yaşamak gittikçe zorlaşıyor. İnsanlar sıska, sıkı ve sağlıklı yaşamak istiyorlar ancak bunu başarmak günümüz koşullarında kolay görünmüyor. Öyleyse yüzyıllar evvel bunu başarmış birini tanıtalım size…
Fransız düşünürü Voltaire; 1694 yılında doğdu, 1778 yılında öldü. Bütün hayatı boyunca  ya hastaydı, ya da hastalık hastasıydı. 41 yaşında bir arkadaşına yazdığı mektupta gene hastalandığından şikâyet etti ve ‘‘birkaç yıllık ömrüm kaldı’’ dedi. Çok az ömrüm kaldı diyen Voltaire, bu mektubu bitirdikten tam 43 yıl sonra öldü. 
Voltaire, kolesterol, trigliserit, aids ve kuş gribinin bilinmediği çağların adamıdır. Bir şeyleri doğru yapmış olmalıydı ki, insanların genellikle kırkına gelmeden öldüğü on sekizinci yüzyılda, 84 yaşına kadar yaşadı ve bir daha kalkmamak üzere yatağa düşünceye kadar aktif bir hayat sürdü. 
Voltaire'in uzun ömrünün sırrı ne olabilirdi?
Günümüz insanı mademki sağlıklı ve uzun yaşamak istiyor, o halde bu sorunun cevabı, Voltaire’nin yaşamında gizli olabilir miydi?
Uzun yıllar Voltaire’nin hem sekreterliğini hem de uşaklığını yapan Sebastien Longchamps, Voltaire'in, ‘‘insanın sağlığı tamamen kendi ellerindedir’’ dediğini, bunun üç temel ayağının olduğunu söyler.
Bunlar: ayıklık, her şeyde ölçülü olmak ve hafif egzersiz yapmak. 
Kaza dışında, insanın başına gelen bütün hastalıklarda bizi sağlıklı halimize iade etmeye uğraşan doğaya yardımcı olmanın yeterli olduğunu açıklayan Longchamps, insan aşağı yukarı her zaman diyetinde sıkı olmalı, uygun ve sürekli sıvı almalı ve hep basit şeyler yemelidir, tavsiyesinde bulunur. Yanında bulunduğu süre içinde Voltaire'in hep bunları yaptığını, anlatır. 
Bunlar büyük bir sır değil aslında…
Peki, o halde uzun ömrün sırrı bunları yapmak mıdır?
Her şeyde ölçülü olmak, aklı başında her insanın uyguladığı bir prensiptir. 
Voltaire'in uzun ömrünün sırrı vücudunda değil, kişiliğindedir.
Voltaire uzun yaşadı, çünkü mutluydu. Öğrenmeye meraklıydı. Müthiş zengin olmasına rağmen, bir dakikasını boşa harcamadı. Ölmeye vakti yoktu. 
Binlerce mektup, yüzlerce sahne oyunu, kitap, makale yazdı. Saray yavrusu evinde ‘‘Ben Avrupa'nın hancıbaşısıyım’’ dedirtecek kadar çok misafiri ve dostu vardı. 
Adaletsizliğe hiç tahammülü yoktu. İlkel Fransız yargısının hışmına uğramış insanları kurtarmak için, tek başına, tarihe geçmiş kampanyalar yürüttü. İnsanların hakları olmayan bir dönemde insan hakları için mücadele etti. 
Kiliseyle ve bağnaz rahiplerle yaşam boyu dalga geçti. Ölüm döşeğinde papazlar onu pişmanlık getirmeye, şeytanı lanetlemeye davet ettiklerinde ‘‘Şimdi yeni bir düşman kazanmanın zamanı değil’’ dedi. 
Voltaire'in en büyük özelliği yaşamdan zevk almasıydı. 
‘‘O kadar mutluyum ki utanıyorum’’ diye itiraf etti bir arkadaşına. 
‘‘Ben neredeysem dünya cenneti oradadır’’ dedi. 
Son bir şey daha var, onu unutmayayım; 
Voltaire, hiç evlenmedi…
Sağlıklı, mutlu, başarılı bir yaşam sürmeniz dileğiyle…

Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com