VERGİ AFFI ÇARE DEĞİLDİR (21.05.2018)

Kayıt dışı ekonomiden sürekli bahsederiz.
Devletin vergi kaybının çok önemli boyutlarda olduğunu söyleriz.
Peki, bunun için ne yaparız?
Yasal düzenlemeler yaparız, teknolojiyi kullanırız, vergi denetimlerini artırırız.
Bilemediniz, vergi affı çıkarırız…
Ekonomiyi kayıt altına almanın iki temel amacı vardır. Bunlardan birincisi ve en önemlisi devletin yasaların öngördüğü şekliyle vergi toplamasıdır. İkincisi ise suç kaynaklı ekonomik faaliyetleri denetim altında tutarak önlemektir. 
Vergiden kaçınmak ile vergi kaçakçılığı farklı kavramlardır. 
Bu farkı iyi anlamak gerekir. Kişi, yasaların boşluklarından yararlanarak bazı gelirlerini vergi dışında bırakabilir. Vergi kanunlarının açıkça kavramadığı bir alana birimlerini yönlendirebilir. Bu durum vergiden kaçınmaya bir örnektir. 
Vergi kaçakçılığında ise bilinçli olarak yasalara aykırı bir davranış söz konusudur. Yasalara göre ödemesi gereken verginin ödenmemesinin yolu, gelirin veya ilgili faaliyetin gizlenmesidir. Gelirin veya faaliyetin gizlenmesi neticesinde vergi ödenmez ve bilinçli olarak vergi kaçakçılığı yapılır. 
Elde edilen gelirden kamuya ait payın yani verginin ödenmemesi, hepimizin zararınadır. Kamu hizmetlerinin aksaması, eğitime, sağlığa, savunmaya daha az kaynak sağlamak demektir. Dahası harcamaların borçlanılarak yapılması demektir. 
Bu durum aynı zamanda haksız rekabeti doğurmaktadır. Vergi kaçırma eylemi, vergi yükümlüleri arasında fırsat eşitliğini bozmaktadır. Vergi ödeyen dürüst mükellef; yasal sistemin dışında kalarak vergi ödemeyen ile rekabet edemez hale gelmektedir. Yani denge bozulmaktadır. 
Kayıt dışı üretimi gerçekleştirenler, ya kaçak işçi çalıştırmakta ya da sigortalının prim ödeme gün sayısını düşük göstermekte veya kişinin sigorta primine esas ücretini düşük göstermektedirler. Dolayısıyla kayıt dışı ekonomiyi büyütmektedir.
Gizli ekonominin tamamen yok edilmesi belki mümkün değildir ancak daraltılıp denetim altına alınması mümkündür. Bu konuda alınacak önlemler iki noktada toplanabilir. 
Bunlardan birincisi mal hareketlerini kontrol etmek, diğeri ise para hareketlerini kontrol etmektir. Para ve mal hareketleri sağlıklı bir denetim altında tutulabilir ise kayıt dışı ekonomi gittikçe küçülecektir. Hele bir de teknolojinin sağladığı imkânlar doğru kullanılırsa, kayıt dışılığı önlemek tabi ki mümkündür. Bunun örnekleri sayılamayacak kadar çoktur. 
Kayıt dışılık ile mücadele ülkelerin geleceğini belirler. Bir ülkenin refahını artırır. Ayrıca düzenli vergi ödeyen mükellefler, haksız rekabet ile karşı karşıya kalmazlar, dolayısıyla kayıt dışı ekonomiden ciddi yaralar almazlar.
Çıkarılan vergi afları da kayıt dışılığı artırmaktadır. 
Nasıl olsa af çıkar beklentisi, mükellefleri kayıt dışılığa itmektedir. 
Dahası vergi bilincini yok etmektedir.
Bilindiği gibi yeni bir vergi affı daha çıkarıldı. 7143 sayılı Kanun 18 Mayıs 2018 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yasalaştı. Yasa, vergi affının yanı sıra, varlık barışı adını taşıyan ve yurt dışındaki varlıkların vergisiz olarak ülkeye getirilmesini de kapsıyor. 
Sevgili okurlarım; 1924 den bu yana ülkemizde 34 kez vergi affı olmuş. Her biri uygulanmış ve siyasetçiler ‘‘Bundan sonra vergi affı yok’’ demişler.
Çok uzaklara değil, yakın tarihimize bir bakalım;
Tarih; 16.09.2014. 
Dönemin Maliye Bakanı olan Mehmet Şimşek; vatandaşları torba yasa ile getirilen kolaylıklardan yararlanmaya davet etmiş ve ‘‘Bundan sonra bu anlamda vergi affı olmayacak’’ demiş. Aradan 2 yıl geçmeden 2016 yılında kapsamlı bir af yasası daha çıkarılmış.
Tarih; 23 Ağustos 2017 yani 9 ay evvel.
Maliye Bakanımız Naci Ağbal ‘‘Bundan sonra kimse yeniden yapılandırma kanunu beklemesin.’’ dedi. Ne yazık ki Maliye Bakanımın dediği olmadı ve 18 Mayıs 2018 de yeni bir yapılandırma yasası Resmi Gazete’de yayımlandı.
Şimdi, zamanında vergisini doğru hesaplayan, zamanında vergisini ödeyen dürüst mükellefe ne diyeceğiz? Diğer taraftan kayıt dışılığa alışmış, vergi affı nasıl olsa çıkar diyenlere şapka mı çıkaracağız?
Kayıt dışı ekonomi, Türkiye’ nin kanayan yarasıdır. 
Vergi affı da kanayan yaraya, çare değildir.

Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com