Yorucu günlerin ardından nihayet mali tatil geldi.
Hava ısındı, yaz geldi. Yaz demek tatil demek…
Tatil demek; plaja gitmek, denize girmek, yüzmek, uyumak, dinlenmek, dağda, doğada dolaşmak, yaşamı yeniden keşfetmek, nefes almak, demek…
Yoğun bir dönem geçirdik. Beyannameler, incelemeler, mali tablolar, raporlar, Uluslararası Finansal Raporlama Standartları, Türk Ticaret Kanunu, Borçlar Kanunu, değişen vergi yasaları, denetim uygulamaları derken gerçekten yorulduk. Dolayısıyla iyi bir tatili hak ettik. Sabırsızlıkla sıramı bekliyor, tatile gitmek istiyorum…
Denizi, kumsalı, plajı düşlüyorum. Doyasıya mavi sularda yüzmeyi, dertsiz ve tasasızca kitap okumayı, akşam ailemle ve dostlarla yemeğe çıkmayı, gezmeyi, eğlenmeyi hayal ediyorum. Hayal ederken yüzüme tatlı bir tebessüm yayıldığını fark ediyorum. Hayali bile güzel diyorum, kendi kendime…
Tatil planları yaparken ve düşlere dalmışken; Namık Kemal’in bir şiirini hatırlıyorum. Şiirin sözleri gönlümü okşuyor. Hoşuma gidiyor, yazmaya ve sizinle paylaşmaya karar veriyorum.
Diyor ki Namık Kemal şiirinde;
Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye.
Önce müthiş bir acı duydu dudağında.
Gümbür gümbür oldu yüreği, sonra hızla çekildi yukarıya.
Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü;
Neye benzerdi acep gökyüzü?
Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu.
Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu.
Küçük istavrit anladı; yolun sonu…
Koca denizlere sığmazdı yüreği,
Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende,
Cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci.
İnsanlar gelip geçtiler önünden:
Bir kedi yalanarak baktı gözünün içine.
Yavaşça karardı dünya, başı da dönüyordu.
Son bir defa düşündü derin maviyi, beyaz mercanı.
Bir de yeşil yosunu…
İşte tam o anda eğilip aldım onu.
Yürüdüm deniz kenarına, bir öpücük kondurdum başına,
İki damla gözyaşından ibaret sade bir törenle saldım denizin sularına.
Bir an öylece bakakaldı…
Sonra sevinçle dibe daldı gitti, bütün kederimi söküp atarak.
Teşekkürü de ihmal etmemişti;
Birkaç değerli pulunu elime, avuçlarıma bırakarak.
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme:
Sorar gibiydiler, neden yaptın bunu niye.
"Bir gün" dedim "bulursam kendimi
Yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz,
Son ana kadar hep bir ümidim olsun diye."
Ümidinizin tükenmemesi dileğiyle, iyi tatiller.
Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com