ÜMİDİNİZ TÜKENMESİN (04.05.2020)

İnsanlar salgın nedeniyle sokağa çıkamıyor. 
20 yaş altı ve 65 yaş üstündekiler, bunaldı.
Havalar ısındı, doğa canlandı, çiçekler, güller açtı.
Evde Kal Türkiye, durumu devam ediyor…
Çocuklar ve gençler okula gidemiyorlar,
Dijital olarak eğitimlerini tamamlamaya çalışıyorlar. 
Ramazan geldi, bayrama 3 hafta kaldı. 
Salgın bitecek mi, insanlar kademeli de olsa işlerinin başına dönebilecek mi, hayat evden dışarı çıkabilecek mi, sorularının cevabı, bayram sonrasına kaldı.
Yetkililer umutlu, vakalar ve ölümler azalıyor.
Mayıs ayı bitecek, sonra yaz gelecek, deniliyor.
Yaz demek, tatil demek… 
Tatil demek; plaja gitmek, kumsalda gezmek, güneşlenmek, denizde yüzmek, dağda, doğada dolaşmak,  nefes almak, özgürce yürümek, dostlarla sohbet etmek, demek…
Salgın öncesi günleri düşünürken, tatili düşlerken; Namık Kemal’in bir şiirini anımsadım. Sözü güzel, özü güzel, duygu yüklü bu şiiri okuyunca, ümitlendim.
Namık Kemal ne sade, ne hoş yazmış, bu şiiri;
Küçük istavrit, yiyecek bir şey sanıp hızla atıldı çapariye. 
Önce müthiş bir acı duydu dudağında. 
Gümbür gümbür oldu yüreği, sonra hızla çekildi yukarıya.
Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü; 
Neye benzerdi acep gökyüzü? 
Bir yanda büyük bir merak, bir yanda ölüm korkusu. 
Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu. 
Küçük istavrit anladı; yolun sonu…
Koca denizlere sığmazdı yüreği, 
Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende,
Cansız uzanıvermiş dostlarına değiyordu minik yüzgeci.
İnsanlar gelip geçtiler önünden: 
Bir kedi yalanarak baktı gözünün içine.
Yavaşça karardı dünya, başı da dönüyordu. 
Son bir defa düşündü derin maviyi, beyaz mercanı. 
Bir de yeşil yosunu…
İşte tam o anda eğilip aldım onu. 
Yürüdüm deniz kenarına, bir öpücük kondurdum başına,
İki damla gözyaşından ibaret sade bir törenle saldım denizin sularına. 
Bir an öylece bakakaldı…
Sonra sevinçle dibe daldı gitti, bütün kederimi söküp atarak. 
Teşekkürü de ihmal etmemişti; 
Birkaç değerli pulunu elime, avuçlarıma bırakarak. 
Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme: 
Sorar gibiydiler, neden yaptın bunu niye.
"Bir gün" dedim "bulursam kendimi 
Yeşil leğendeki küçük istavrit kadar çaresiz, 
Son ana kadar hep bir ümidim olsun diye."
Ümidiniz tükenmesin…                                           

Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com