TEDBİR ALAN AYAKTA KALIR(28.01.2019)


2018 yılı Ocak- Aralık dönemi bütçe gerçekleşme sonuçları açıklandı. Bu sonuçlar ekonomide yaşadığımız sıkıntıları açıkça gösteriyor aynı zamanda gelecek için bir tahmin yapmamıza olanak veriyor.
Devletimizin bütçesi, 2017 yılı Ocak-Aralık döneminde 48 milyar TL açık vermişti. 2018 yılında ise aynı dönemde, 73 milyar TL açık verdi. Dolayısıyla 2018 yılında bütçe açığı bir önceki yıla göre, yüzde 52 oranında arttı.
 Ekonomik göstergelerden biri, faiz dışı fazladır. 2017 yılı Ocak-Aralık döneminde faiz dışı fazla 9 milyar TL iken, 2018 yılında faiz dışı fazla sadece 1,3 milyar TL oldu. Yani faiz dışı fazla 2018 yılında artmadı, aksine bir önceki yıla göre 7,6 milyar TL azaldı.
         Diğer bir gösterge,  bütçe gelir ve giderlerindeki artıştır. Bütçe gelirleri 2018 Ocak-Aralık döneminde yüzde 20,2 oranında artarak 757 milyar TL olurken, bütçe giderleri ise yüzde 22,4 oranında artarak ve 840 milyar TL’ye ulaşmıştır. Gelir gerilemiş, giderler artmıştır.
        Tespitlerimize göre; vergi gelirlerinde azalış, buna karşılık faiz dışı bütçe giderlerinde artış söz konusudur. 2018 yılında vergi gelirleri yüzde 16 oranında artarak 621 milyar TL gerçekleşirken, faiz dışı bütçe giderleri ise yüzde 22 oranında artarak 756 milyar TL’ye ulaşmıştır. Kısaca söylemek gerekirse; vergi gelirleri azalmış, giderler ise artmıştır.
           Bütçe giderlerine baktığımızda dikkat çeken en önemli kalem, faiz giderleridir. Bu dönemde faiz giderleri, borçlanma maliyetlerine bağlı olarak önemli oranda artmıştır. Faiz gider artışının bütçe üzerinde önemli bir yük oluşturacağı çok açıktır.
 Bu göstergeler, 2018 yılında, ekonomideki bozulmayı gözler önüne sermektedir. Aynı zamanda bu veriler, 2019 yılında ekonominin daralacağına işaret etmektedir. Ekonomi gözlüğü ile bakıldığında; büyüme oranı, işsizlik, bütçe verileri olumsuz sinyaller vermektedir. Seçim sürecine girilmiş olması da ekonomideki endişeleri artırmaktadır.
2019 yılında bütçe giderlerinin dizginlenememesi ve seçim sürecine girilmiş olması, harcama artışının süreceğini göstermektedir. Bütçe gelirlerinin zayıf kalacağı, buna karşılık harcamaların artma eğilimi göstereceği bu durumun da hazinenin borçlanma ihtiyacını artıracağı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla harcamaların borçlanılarak finanse edileceği neredeyse kesin gibidir. Sonuç olarak; faiz harcamalarında ciddi bir artış olacaktır. Bu durum borçlanma maliyetlerinin sürekli bir tırmanışını beraberinde getirecektir.
Bu olumsuz tablo, vergi mükelleflerine de yansımış durumdadır. İşletmeler finansman sıkıntısı çekmekte, buna karşılık finansman maliyetleri artmaktadır.  Dolayısıyla yapılandırılan vergi ve sigorta prim borçları, mükelleflerce zamanında ödenememiş, bu nedenle yapılandırmaların süresi uzatılmıştır.
Diğer taraftan reel sektör de hem sermaye, hem de kredi temini açısından zor durumdadır. Dahası üretim ve ticaret durma noktasına dayanmış, kapasite kullanım oranları düşmüştür. Sanayici yavaş yavaş işçi çıkarmaya başlamıştır. Bu durum işsizlik sorununu daha da artıracak, hane halklarını zor duruma sokacaktır. Dolayısıyla böyle bir ortamda vergi ve Sgk tahsilatlarının azalması kaçınılmazdır.
        2019 yılı ekonomi açısından zor ve sıkıntılı geçecektir. Tablo malumunuzdur.
        Başta bireyler ve aileler olmak üzere, küçük ölçekli işletmeler, üretim ve hizmet işletmeleri, sanayici ve iş insanlarımızı zor bir süreç bekliyor.
        Bu süreçte temkinli olmalı, kendi çapımızda gerekli tedbirleri almalıyız. Tasarruf etmeli, borçları azaltmalıyız. Nakit varlıkları artıracak modeller bulmalıyız. Mümkün olduğunca risk almamalı, pazar payını kaybetmemeliyiz. Dahası mevcudu korumaya özen göstermeliyiz.
        En önemlisi de akıl ve ruh sağlığımızı korumaktır.
        2019 da tedbirimizi alalım, ayakta kalalım.