Denizli Serbest Muhasebeci ve Mali Müşavir Odası Başkanı Necdet Yılmaz, genç mali müşavirlere hitaben bir konuşma yapmamı istediğinde, bunu bir görev sayarak, kabul ettim.
Yılın son konuşmacısı olarak kendimi ve mesleğimi anlatmak üzere hazırlandım. Konuşma için beni takdim ettiklerinde biraz heyecanlandım. Kendime has tarzımla konuştum. Genç meslektaşlarıma bir ufuk, bir vizyon, bir katkı sunmak istedim. Umarım başarmışımdır.
Gerçekten de bizler, muhasebe ve mali müşavirlik mesleğini yapabilmek için uzun bir eğitim sürecinden geçiyoruz. Meslek sahibi olduktan sonra da mevzuata, yasalara, yönetmeliklere, yeni düzenlemelere odaklanıyor ve eğitimi sürekli hale getirmeye çalışıyoruz. Çünkü okumaya, değişen mevzuatı takip etmeye ve kendimizi geliştirmeye mecburuz.
Tıpkı bir bisikletin üzerindeki sürücü gibiyiz. Pedal basmak, freni dikkatli kullanmak, hedefimize ulaşmak zorundayız. Aksi halde bisikletin üzerinden düşer, sorumluluklarımızı yerine getiremez ve mesleğimizi layıkıyla sürdüremeyiz.
Genç mali müşavir meslektaşlarıma hitap ederken bir an geçmişe uzandım.
1980’li yıllara gittim. Onlara geçmişte yaşanan zorlukları anlattım.
Meslek yasası yok, bilgisayar yok, internet yok, cep telefonu yok, faks yok…
Daktilo var, elle çevrilen Facıt marka mekanik hesap makinesi var, zorla çalışan az sayıda telefon var. Elle ve mürekkepli kalemle yazılan yevmiye, kebir, envanter ve de cari hesap defterleri var. Elle çıkarılan ve yazılan mizanlar, bilançolar, kâr-zarar cetvelleri var…
O yıllarda bilgiye ulaşmak çok güçtü, usta-çırak ilişkisi vardı. Bir şeyi layıkıyla öğrenmek ve uygulamak için epey bir zaman ve emek sarf etmek gerekiyordu. Büyük şirketler yoktu, ekonomi dar ve sığdı, enflasyon çok yüksekti. Muhasebecinin piyasada pek bir itibarı yoktu dolayısıyla ekonomik olarak da sıkıntılıydı.
Günümüzde durum daha farklı. Elbette sorunlarımız var ama meslek olarak daha güçlüyüz, daha donanımlıyız. Meslek yasasıyla önemli bir mesafe almış durumdayız. Teknolojiyi kullanabiliyor, yasaları takip ediyor, yapmamız gereken işimizi en kaliteli biçimde yapabiliyoruz.
Her meslekte olduğu gibi muhasebe ve mali müşavirlik mesleğinde başarılı olmanın birden fazla koşulu var.
Öncelikle mesleği sevmek, eğitimli olmak, teknolojiyi bilmek ve kullanmak lazım. Mevzuatı sürekli okumak, anlamak, yorumlamak ve uygulamak lazım.
Tabi ki düzenli ve planlı bir çalışma metodu uygulamak, takım çalışmasına uyumlu olmak, liderlik yapabiliyor olmak şart.
Bu meslekte başarılı olmak için; kaliteli hizmet üretmek ve bedelini de zamanında tahsil etmek önemli. Mükellefin veya müşterimizin ihtiyaçlarını iyi saptamak, anlamak, çözüm önerileri sunmak, doğru yönlendirmek, raporları doğru hazırlamak, dürüst ve güvenilir olmak lazım.
Yasalara, kurallara ve meslek etiğine uymak, değerlere ve ilkelere sahip çıkmak lazım.
Tabi tüm bunları yapabilmek için; öncelikle kendimize, ailemize ve çocuklarımıza iyi bakmak, akıl ve ruh sağlımızı korumak, spor yapmak, kendimize ve ailemize de vakit ayırmak gerekiyor. Çalışmayı bilmek kadar eğlenmeyi, yaşamımıza değer katmayı da bilmek gerekiyor.
İşimizi yaparken, para kazanırken, geleceğimize de yatırım yapmasını bilmeliyiz.
Edindiğimiz bilgi ve birikimleri toplumla paylaşabilmeliyiz. Mesela makale, kitap yazabilir, söyleşi yapabilir, bunu dergi ve gazetelerde ya da internette paylaşabiliriz. İlgi duyduğumuz derneklere, kulüplere üye olarak katılabilir, sosyal yaşamımızı yeniden düzenleyebiliriz.
Sosyal sorumluluk projelerinde yer almalıyız. Çevre ve doğa konusunda duyarlı olmalı, çevremizi bilinçlendirmeliyiz. Yeşili, doğayı korumalı, çevremize, havamıza sahip çıkmalı, yaşanabilir bir dünya için çalışmalıyız.
Geleceğimiz olan gençlere sahip çıkmalı, Atatürk ilke ve inkılâplarına bağlı, çalışkan, dürüst, işini kaliteli yapan bireylerin yetişmesine destek olmalıyız.
Yapabileceğimiz kadar iş almalı, mutlaka uzmanlaşmalıyız.
Haksız rekabet etmemeli, etik kurallara mutlaka uymalıyız.
Yeni yılın sağlık, başarı, bereket ve mutluluk getirmesi dileklerimle meslektaşlarıma, dostlarıma, arkadaşlarıma ve siz değerli okuyuculara sevgi ve saygılarımı sunarım.
