Memleketin birçok meselesi var. En önemlisi nedir bilir misiniz?
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2016 yılı Kasım ayı 'İşgücü İstatistikleri'ni geçen hafta açıkladı. Buna göre; Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı, 590 bin kişi artarak 3 milyon 715 bin kişi oldu. İşsizlik oranı ise 1,6 puanlık artış ile yüzde 12,1 seviyesinde gerçekleşti. Gerçek şu; gençlerimiz iş bulamıyor…
Eğitim için evladınıza, torununuza yaptığınız fedakârlıkları bir düşünün. Onların yaptığı çalışmaları göz önüne alın, girdikleri sınavları hatırlayın. Aylarca çalıştığı, emek verdiği sınavdan sonra belli bir süre sonra bile kendine gelemediklerini, kendine geldikten sonra acaba kaç doğru yaptım, istediğim okula girebilecek miyim telaşına düştüklerini unutmayın. Daha henüz ergenlik çağında olan çocukların, nasıl gelecek endişesi yaşadıklarını anımsayın.
Çocuklar, çocukluklarını yaşayamadan sınav telaşına düşüyorlar, strese giriyorlar. Hayatlarının baharında gelecek kaygıları taşıyorlar. Mutsuz ve sıkıntılı bir süreç yaşıyorlar.
Türkiye’deki eğitim sistemi, geleceğimiz olan çocuklarımızı ve gençlerimizi kötü yönlendiriyor, şekillendiriyor. Onca sınav stresinden sonra üniversiteyi kazanıp ardından mezun olan binlerce eğitimli genç, iş bulamıyor.
İşverenler de iyi yetişmiş, işinin ehli insan bulmakta zorlanıyor. Çünkü gençler yeteneğine göre eğitim almıyor ve mesleğini önceden belirleyemiyor…
O zaman insan düşünüyor ve soruyor; neden gençlerimizi doğru yönlendiremiyoruz?
İnsan, bugün olduğu gibi geleceğinde en değerli sermayesidir. İnsana yapılan yatırım fazlasıyla geri dönüyor. Mesleğini doğru ve önceden belirleyen gençler, geleceğin nitelikli işgücünü oluşturuyor.
Nitelikli işgücüne sahip olanlar kolayca iş buluyor, hayatını daha kolay kazanıyor. Nitelikli gencin eğitimi, sağlığı, sosyal güvencesi, doğru yerde istihdamı, hem bireyi, hem de toplumu mutlu ediyor. Sonuçta ülke kazanıyor, dünya rekabetinde var oluyor.
Mesleki eğitim ve öğrenime doğru yapılan yatırım, ekonomik büyümeyi ve bireysel ilerlemeyi artırıyor. Eşitsizliğin azaltılmasına katkıda bulunuyor. Ekonomik, toplumsal ve teknolojik değişime yol açıyor. Mesleki eğitime yatırım, toplumun beceri temelini yeniliyor. Toplumun sürekli gelişmesini sağlıyor.
Özel sektör sadece mal ve hizmet değil aynı zamanda eğitim sağlayıcı olabiliyor. Eğitimde öncü bir rol üstlenebiliyor. Büyük şirketler özel gereksinimlerine uygun personel yetiştirmek için üniversiteler kuruyorlar, burslar veriyorlar. Dahası staj ve istihdam imkânı sağlıyorlar. Türkiye’de başta Koç ve Sabancı topluluğu olmak üzere bunun birçok örneğini görüyoruz. Daha da artmasını diliyoruz.
Türkiye’nin makinelerini çalıştıracak, uçaklarını yapacak, bilgisayarları kullanacak, iletişim ve inovasyon alanında görev alacak, giysileri dikecek, mermerleri kesecek, kitapları matbaada basacak, mobilyaları yapacak, elektrik ve su tesisatlarını döşeyecek, eşyalarımızı tamir edecek, her alanda eğitimli ve mesleğini çok iyi beceriyle yapabilen gençlere ihtiyacı var. Onlar bizi geleceğe taşıyacaklar, ülkenin üretiminde ve ihracatında önemli rol oynayacaklar.
Memleketin en önemli meselesi; gençleri doğru yönlendirmek, meslek edinmelerini desteklemektir. Meslek edinirken onları yeniden eğitmek, geliştirmek, üretmelerine imkân vermektir. Fırsat eşitliği yaratmaktır.
Marifet; gençlere yetenekleri doğrultusunda mesleki eğitim vermek ve iş gücü potansiyelini doğru yönde kullanmaktır. Gençleri meslek sahibi yaparak, nitelikli iş gücünü ekonomiye katmaktır. İşte bu, memleketin huzur ve refahı için şarttır.
Bunlar sadece devletin değil, bu ülkede yaşayan herkesin görevidir.
Memleketin en önemli meselesi; mesleki eğitimdir.
Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com