Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, korona virüs ile ilgili kamuoyunu sürekli bilgilendiriyor. Geçen hafta sonu da açıklamalarda bulundu. Kritik bir süreçten geçildiğini anlattı. Dedi ki;
‘‘Korona virüs salgını, ülkemizin sağlık altyapısının sınandığı bir dönem. Türkiye bu süreçte özelikle son 18 yılda oluşturduğu güçlü sağlık altyapısı ve insan gücüne yaptığı yatırımlarla kazandığı tecrübe ve özverili sağlık çalışanlarıyla başarılı bir sınav veriyor.
Türkiye genelinde şu an erişkin yatak doluluk oranımız yüzde 48, erişkin yoğun bakım doluluk oranımız yüzde 66, solunum cihazı doluluk oranımız ise yüzde 33.
Halk sağlığını korumamak bazı müeyyideleri gerektirir. Biz vatandaşımızın ferasetine inanıyoruz. Her yanlış hareketi ceza tehdidiyle önlemeyi istemiyoruz.’’
Sağlık Bakanı; şehirlerde artan virüse işaret etti.
Denizli ile ilgili bir cümle hepimizin dikkatini çekti:
‘‘Denizli'de son aya göre; yüzde 60 oranında artış görüyoruz.’’
Bu açıklama, hepimizi endişelendirmelidir. Kurumları, şirketleri, çalışanları, emeklileri, aileleri, çoluk çocuk herkesin daha dikkatli olmasını ve daha etkin tedbir almasına yol açmalıdır. Aksi halde Denizli olarak bu sonbaharı ve kışı çok sıkıntılı geçiririz.
Lütfen, kurallara uyalım, dikkatli olalım, tedbirli davranalım.
Covit-19, Çalışma hayatını, eğitim düzenini, devletlerin bütçesini, şirketlerin mali yapısını, ailelerin ve bireylerin gelir-gider dengesini bozdu. Bozmaya da devam ediyor. Yani virüs ekonomiyi direkt olarak etkiliyor. Dolayısıyla virüsün yol açtığı nedenler, ekonomi alanında bazı tedbirlerin alınmasına sebep oluyor.
Bunlardan biri de şirketlerin kâr dağıtımlarının kısıtlanmasıdır. 18.09.2020 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile; Türk Ticaret Kanunu’nun geçici 13. Maddesinde belirtilen kâr dağıtımı yasağına ilişkin süre, 3 ay daha uzatılmıştır.
Bu karar ile; şirketlerin daha nakit kalması, paranın ortaklara dağıtılmaması, ortakların bu para ile döviz almaya yeltenmemesi amaçlanmıştır.
Geçen haftaki yazımızda; birikimi olanların, TL mevduat hesabındaki paralarını dövize çevirdiğini, dövize olan bu talebin arttığını dolayısıyla TL’nin sürekli değer kaybettiğini açıklamıştık. Bu durum halen devam ettiğinden dolar kuru geçen hafta da artışını sürdürdü. Bu hafta da artmaya devam edecek gibi görünüyor.
Döviz kuru artmaya devam ederken, Merkez Bankası Eylül ayı beklenti anketini açıkladı. Anket sonuçlarına göre; yılsonu enflasyon beklentisi yüzde 11,46'ya yükseldi. Bir önceki anket döneminde beklenti, yüzde 10,82 düzeyindeydi. Yani ankete katılanlar, enflasyonun artacağını öngörüyorlar. Bu açıklama şaşırtıcı değil. Zaten herkes bu oranın gerçeği yansıtmadığını, enflasyonun daha yüksek olduğunu düşünüyor.
Ankette döviz kuru ile ilgili bir kısım da var. 2020 sonu dolar kuru beklentisi bir önceki anket döneminde 7,34 TL iken, bu anket döneminde 7,60 TL oldu. 12 ay sonrası döviz kuru beklentisi ise bir önceki anket döneminde 7,68 TL iken, bu anket döneminde 7,94 TL olarak yer aldı. Buradan çıkan sonuç şudur; önlem alınmadığı takdirde döviz kuru artmaya, TL değer kaybetmeye devam edecektir.
Döviz kuru artışına dur diyecek olan, TCMB’nin alacağı faiz kararıdır.
Bu hafta malum Merkez Bankası Para Politikası Kurulu toplantısı var. Haftalık repo faizi %8.25, gecelik borç verme %9,75 ve geç likidite penceresi faizi %11.25 olarak uygulanıyor. Buna karşın, piyasadaki hem mevduat, hem de tahvil faizleri bu üç faizden daha yüksek.
Yani Merkez Bankası’nın faizi artırması lazım ancak piyasa beklentisi, Merkez Bankası’nın faiz artırmayacağı yönünde. Bu durum piyasaları geriyor, vatandaş dövize, altına yöneliyor.
Ekonomiye virüs bulaştı, salgın büyüyor, kayıplar artıyor.
Mutlaka yeni tedbirler alınması gerekiyor.
Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com