Serbest Muhasebeci Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi
Bugün 10 Kasım 2015.
Cumhuriyetimizin kurucusu, büyük önder Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 77.yılı. Bugünkü yazımı, Atatürk’le ilgili anılara ayırdım. Yazımın kaynağını ataturkdevrimleri.com sitesinden aldım. Siteyi ziyaret edebilir, bilgi edinebilirsiniz.
Kemal Arıburnu, Atatürk’ten anılar kitabında diyor ki;
Cumhuriyet’in ilanından sonra idi. Atatürk, Karadeniz’de bir gezintiye çıkmıştı. Kendisine eşlik edenler arasında bulunuyordum. Rize’ye geldik. Yolların düzgünlüğü ilgisini çekmişti.
Vali’ye: “Yollarınızı nasıl bu hale getirebildiniz?” diye sordu.
Vali de anlattı; yakın köylüleri jandarmalarla toplattırmış ve yol onarımında çalıştırmış. Ata’nın kaşları çatıldı. Oldukça sert bir dille:
“Vali Bey” dedi. “ ‘Corvee’ nedir bilir misin?
Öyle ise ben söyleyeyim: Angarya demektir. Ve şu anda bilmeniz lazım ki, kanunsuz hiçbir vatandaşı işten alıkoyamaz, onu çalışmaya zorlayamazsınız. Cumhuriyet’te angarya diye bir şey yoktur.”
Atamızın bu sözü, günümüz için ne kadar değerlidir…
**************
Prof. Dr. Abdulgafur Acatay’ın anısı ise çok özeldir;
Çiftlikteki bu yoğun çalışmalar birkaç yıl sonra meyvelerini vermeye başlamıştı. Gayet sağlıklı şekilde yapılan pastörize süt, yoğurt, peynir, tereyağı ve çok kaliteli sağlıklı yetiştirilen sebze ve meyveler halkın istifadesine açılmıştı.
Ankara Belediyesi bu ürünleri satmak için şehirde iki mağaza açmış ve çok ucuz fiyatlara satış yapmaya başlamıştı. Ağaçtan yoksun Ankara bu çalışmalarla yeşile bürünüyor ve halkın bütün fidan, tohum ihtiyacı en kaliteli seviyede buradan karşılanıyordu.
Ülkemizde, eskiden gül denilince, Isparta, Burdur, Denizli yöresinde yetişen ve bugün sadece yağı için yetiştirilen pembe güller anlaşılırdı. Diğer renkli güllerin hiçbirisini halkımız tanımazdı. Atatürk, Orman Çiftliği’ni kurdururken bir de gül fidanlığı kurulmasını istemiş ve Avrupa’da gördüğü renkli güllerin burada üretilmesini emretmişlerdi.
Biz hazırlıklarımızı yaptıktan sonra, Almanya ve Hollanda’dan bir vagon dolusu değişik renkli gül fidanları getirildi. Bizler tarafından çoğaltılarak sefaretlere, halkımıza, park ve bahçelere çok uygun fiyatlarla satıldı.
Bugün ülkemizin hemen her yerinde gördüğümüz değişik renkli güllerin çoğu, o zaman Atatürk’ün getirttiği ve bizler tarafından çoğaltılarak dağıtılan ürünlerin nesilleridir, diyor Prof. Dr. Abdulgafur Acatay…
Güzel gülleri kokladığınızda, Atatürk’ü hatırlayınız…
***************
09 Ağustos 1929 Cuma günü Paris Büyük Elçisi Ali Fethi (Okyar) Bey, Büyükdere’deki yalısında, Reisicumhur Gazi Mustafa Kemal şerefine bir ziyafet verir.
Mustafa Kemal, sağlığı hakkında çıkarılan; “Hastadır, eli ayağı tutmuyor, ölüme mahkûmdur.” dedikoduları üzerine, kendisini görmeye gelen halka bir konuşma yapar ve der ki;
“… Beni görmek demek, behemehâl yüzümü görmek değildir. Benim fikirlerimi, benim duygularımı anlıyorsanız ve hissediyorsanız, bu kâfidir.”
Türk milleti ilelebet Atasını anacak, fikirlerini ve duygularını anlayacaktır.
Atam izindeyiz…
Mehmet Ali Bayraktar
malibayraktar@yahoo.com