Yaşanan dolar krizini hepimiz biliyoruz. Alınan tedbirleri, yapılan açıklamaları basından, televizyondan, sosyal medyadan okuyoruz, izliyoruz…
Açıklanan enflasyon oranları beklenenden yüksek çıktı.
Enflasyon artışı devam edecek. Sebebi belli; kur artışı…
Peki, dövizdeki kur artışını engelleyebilir miyiz?
Amerikan Dolarını yenebilir miyiz?
İşte bu sorunun cevabını verebilmek için; aşağıdaki 9 Ocak 2012 tarihinde Deha Gazetesi’nde yayınlanan yazımı okumanızı istiyorum. Bakalım ne demişiz?
****** ****** ******
Bildiğiniz gibi dünyada yaşanan ekonomik çalkantılar tüm ekonomileri sarsıyor.
Türkiye ekonomisi yıllarca IMF reçeteleriyle yönetildi. Neredeyse her kriz çıktığında hükümetler, Uluslararası Para Fonu IMF’den yardım istedi. Onlar acı reçetelerini hazırladı, ekonomi yönetimi de uyguladı. Vatandaş bu karışımı yıllarca içti.
IMF, 2012 Ocak ayında kamu bilgi notu başlığı ile bir açıklama yapıyor. Yapılan açıklamada, IMF İcra Kurulu'nun, Türkiye ile 4'üncü madde gözden geçirmelerini 30 Kasım 2011’de tamamladığı, Türk ekonomisinin, son 10 yılda uygulanan yapısal reformlar ve yenilenmiş politika çerçevelerinin semeresini gördüğü anlatılıyor.
Türkiye ekonomisinin 2011'in ilk yarısı boyunca güçlü büyüme göstermeye devam ettiği, bu büyümenin giderek daha fazla şekilde iç talep ve ithalattan kaynaklandığı, kredi büyümesiyle desteklendiği belirtiliyor. Türk Lirasının düşük faiz oranları ve kısa vadeli sermaye akışıyla değer kazandığına dikkat çekiliyor.
Cari işlemler açığının gayri safi yurtiçi hâsılanın (GSYH) yaklaşık yüzde 10'una denk gelecek şekilde hızla arttığı, enflasyonun hızla yükseldiği ve 2011 yılı sonunda yüzde 10 seviyelerinde olacağı, bu seviyenin yüzde 5,5'lik hedefin epeyce yukarısında olduğuna işaret ediyor. Dıştan finanse edilen talep patlamasının Türkiye'nin bazı alanlardaki direncini zayıflattığı da kaydediliyor.
IMF, 2012 başında uyarıyor ve diyor ki; Türk ekonomisinde politika karışıklıkları nedeniyle büyük cari işlemler açığı oluşmuştur, yüksek enflasyon oluşmasını engellemekte yetersiz kalınmıştır. Para politikasında uygulanan faiz oranı koridoru ve politika faizi uygulamaları alışılmadık yöntemlerdir ve bu yöntemlerle fiyat ya da finansal istikrarın sağlanması güçtür…
Dikkatinizi çekerim; bu uyarı 2012 Ocak ayında sonunda yapılıyor.
Ülkemiz ekonomisini yönetenler ise; endişe edilecek bir durumun olmadığını Türkiye ekonomisinin güçlü olduğunu, tedbirlerin alındığını açıklıyorlar.
İşte bu tarihte yani Ocak 2012 de, TCMB Başkanı Erdem Başçı, Bursa’da ‘Para Politikaları’ konulu konferansa katılıyor. Son dönemde aldıkları kararlarla parasal sıkılaştırmaya gittiklerini ifade ediyor. Bu yöntemle hem kredilerdeki artışı düzenleyebildiklerini hem de kur üzerindeki değer kaybı baskılarını bertaraf edip, TL’ye değer kazandırma yönünde hareket edebildiklerini açıklıyor.
TCMB Başkanı Erdem Başçı devam ediyor ve diyor ki;
“Soru şu; Türk Lirası Amerikan Doları’nı yenebilir mi?
Güvenli liman, likit liman, tek rezerv para dünyada. Panik halinde bütün paralar değer kaybediyor Amerikan Doları’na karşı. Böyle bir paraya karşı şansı var mı?
Biz diyoruz ki Türkiye’de var. Çünkü bizim araçlarımız dünyanın hiçbir yerinde olmayan araçlar, çok güçlü araçlar.
Biz 2012 yılında Amerikan Doları’nı yeneriz Türk Lirası olarak. Bu çok iddialı bir laf, bunu bir kenara yazın. Senenin sonunda tekrar konuşalım” …
2012, Türk Lirası’nın dünyada en çok güçlenen, en çok değerlenen paralardan birisi olduğu bir yıl olacak. 2012 yılında Türk Lirası’na yatırım yapanlar hep kazanacak.”…
IMF, 2011 yılı sonunda Türkiye ekonomisi için; fiyat ve finansal istikrarı sağlamanız zor derken, Ocak 2012 tarihinde TCMB Başkanı Erdem Başçı; enflasyon düşecek, Türk Lirası güçlenecek, Türk Lirası Amerikan Dolarını yenecek diyor.
****** ****** ******
Aradan 6 yıldan fazla bir süre geçiyor ve Erdem Başçı TCMB Başkanlığı’ndan ayrılıyor, yerine Murat Çetinkaya getiriliyor. Sonuç olarak ne oluyor?
Ekonomimizi yönetenler; 6 yılda IMF ve diğer kuruluşların uyarılarına kulak asmıyorlar, gerekli tedbirleri almıyorlar. Nihayetinde döviz kurları patlıyor, Türk varlıkları ve Türk Lirası şiddetli değer kaybediyor, eriyor. İşin kötüsü bu durum halen devam ediyor dolayısıyla enflasyon da artıyor. Hep birlikte kaybediyoruz…
TCMB eski başkanı Erdem Başçı’nın 2012 de sorduğunu, bugün biz soralım;
Türk Lirası, Amerikan Doları’nı yenebilir mi?
Mehmet Ali Bayraktar
mab@malibayraktar.com